Giresunda şöyle bir gezdikten sonra 12 gibi geldik akcaaba ta, meşhurdurya köftesi hakikaten hakediyor methedildigi kadar varmış dogrusu:).Laz böregiylede ilk tanışmamız akcaabatta oldu.Köfteciden ayrılırken birde partner buldum kendime korsan ama olsun:)
Rize ye yolculuk sırasında otobüste hafif hafif kaynaşmalar başladı.
Rize Ziraat cay bahcesinde cay filizlerini,nasıl yetiştirildigini öğrendik(yorgunluktan pekde umrumuzda diildi acıkcası yetişme sekli falan.... biz daha cok demliklere endexlenmiştik) ve enfes bir çay ikramıyla baya bi dinlendik.
Otele ulaştıgımızda saat 6 falandı ve pestilin az daha canı çıkmış halindeydik.Yemege inecek güç bile yoktu ve ben ciddi bir kahve krizindeydim. Ne yedik? otel nasıldı? bunların hiç birini hatırlamıyorum:) sabah 5 te uyandım ve odanın camından harika bir yagmur manzarası izledim.(yanlızzz yakışıklı tur rehberimiz bizleri 7:15 kalk 8 kahvaltı 8:30 hareket dediği an...... otobüste yok artık diye bagıran tek bendim:)))Tabi yok artık lafı fayda etmedi:)
Oda camından yağmur cok ney cıkmasada o huzuru ve dinginliği birazda olsa anlatır belki
Oda manzaramız buydu... bu evede bayıldım ayrıca....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder